Asfalt, kapkara bir sel gibi akıyordu altımızdan ve biz giderek hızlanıyorduk. Arkama yaslanmış, vitesin ikiden üçe, üçten dörde, dörtten beşe alınışını izliyordum. Derken, büsbütün hızlandık. Şoförün ağzı sımsıkı kapalıydı gene, gözlerini uzaklara, ta karanlığın dibine dikmişti. Karanlığın dibiyse yakındı, ölüm kadar yakın. Sonsuzluğa Nokta, merhametsiz zamanı, uyumsuzları, kayıpları, geçip gidenleri, unutulmayanı, uçurumu, elleri, bıyıkları, tuhaf belirsizlikleri, küfürbazları, kısılıp kalmayı ...