İbn Sînâ, sadece İslâm medeniyetinin değil, tüm zamanların en büyük zekâlarından birisidir. Onun, Tanrı’dan insana kadar var olan her şeyi bütüncül bir şekilde anlamlandıran felsefî sistemi, hem muhteva hem de yöntem açısından İslâm felsefesinin zirvesini teşkil etmektedir. İbn Sînâ sonrasında İslâm felsefe geleneği neredeyse tamamen onun felsefesinin imkânları ve zaafları etrafında şekillenmiş ve bu etki, farklı disiplinlere da yayılmış bir şekilde 18 yüzyıla kadar devam etmiştir. Diğer yand