"Ezelden Urfa"yı kaleme alırken, her satırında hakikatin izini sürmeye, onu bir insan gibi anlamaya çalıştım. Bazen sokak ve mekânlarını dolaştım, bazen harabelerindeki fısıltıları dinledim, bazen kitap sahifelerinde kaybolmuş bilgi kırıntılarının izini sürdüm. Sorular sordum, cevaplar aradım, düşündüm ve yazdım. Şehir derinlere gömülmüş bir hazine gibiydi, kazdıkça zenginliği bir bir ortaya çıkıyordu. Arkeologlar, toprağı kazıyarak geçmişe ışık tutarken, ben kitap sahifelerinde, unutulmuş hatır ...